sadece şaşırıyorum,aklında biri ,kalbinde biri,yanında biri olupta bi de utanmadan karşıdan gelene bakma cüretti gösterenlere....mahallede bi tane ,iş yerinde bi tane,memelektte bi tene,okulda bi tane...ya nasıl bi mide cidden anlamıyorum,şaşırıyorum,kızıyorum...seviyorum demek ağır laftır,her inan altından kalkamaz kolay kolay,sorumluluğnu herkes taşıyamaz,katlanamaz...düşünmeden ,ağlamadan,kafa patlatmadan, sabahlara kadar uyumadan,deli gibi düşünmeden yasını tutmadan....öle kolay değil ben seni seviyorum demek..şimdi bana her ilşki leblebi çerez geliyor,zamana yenik düşecek gibi geliyor her çift...
29 Mayıs 2008 Perşembe
25 Mayıs 2008 Pazar
sevgiliye veda........
bugüün sizlerle hrant dinkin eşinin sevgiliye veda adlı mektubunu paylaşmak istiyorum...her okuğumda bei paramparça eder.
‘Çutağıma eş olmak bana verildi. Bugün çok acılı ve onurlu olarak buradayım. Ben, çocuklarımı, ailem ve sizler çok acılıyız. Bu sessiz sevgi biraz olsun bize güç katıyor. Kederli bir sevinç yaşatıyor. İncil’den Yuhanna 15:13′te hiç kimsede, insanların dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur der. Sevgili dostlar, bugün bedenimin yarısını, sevgilimi, çocuklarımın babasını, sizin kardeşinizi uğurluyoruz. Sağdakine, soldakine, öndekine, arkadakine rahatsızlık saygısızlık vermeden, sloganlar pankartlar açmadan sessiz bir yürüyüş gerçekleştiriyoruz. Bugün sessizlik ile büyük bir ses yükselteceğiz. Bugün derinliklerin ışığa yükseldiği günün başlangıcıdır.
Yaşı kaç olursa olsun; 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim…
Kardeşlerim,
Onun doğruluğa olan sevgisi, şeffaflığa olan sevgisi, dostuna olan sevgisi onu buraya getirdi. Korkuya meydan okuyan sevgisi onu büyüttü. Diyorlar ki “O büyük bir adamdı.” Size sorarım:”O büyük mü doğdu?” Hayır! O da bizim gibi doğdu. O gökten değildi o da topraktandı. Bizim gibi çürüyen bir beden! Fakat yaşayan ruhu, yaptığı iş, kullandığı üslup gözlerindeki, yüreğindeki sevgi onu büyük yaptı. İnsan kendiliğinden büyük olmaz. İnsanı yaptıkları büyük yapar… Evet o büyük oldu, çünkü büyük düşündü, büyük söyledi. Bugün buraya gelerek hepiniz büyük düşündünüz. Sessizce büyük konuştunuz, siz de büyüksünüz. Bu günle kalmayın bu kadarla yetinmeyin.
O, bugün Türkiye’de milat yaptı sizler de mührü oldunuz. Onunla manşetler, onunla konuşmalar, yasaklar değişti. Onun için dokunulmazlar veya tabular yoktu. Kelamda dediği gibi yüreğinden taştı. Büyük bir bedel ödedi. Bedellerin ödendiği gelecekler Hrantları severek Hrantlara inanarak olur, nefretle, hakaretle, kanı kandan üstün tutarak olmaz. Bu yükseliş karşındakini kendin gibi görerek kendin gibi sayarak, kendin sayarak olur.
Hisusun yardımıyla yarattığı ev cennetinden ayırdılar. Göksel ve ebedi cennete kanat açtırdılar. Gözleri daha yorulmadan, bedeni daha yaşlanmadan, daha hasta olmadan, sevdiklerine doymadan kanat açtırdılar göksel cennete.
Biz de geleceğiz sevgilim. Biz de geleceğiz o eşsiz cennete. Oraya yalnız ve yalnız sevgi girer. İnsanların ve meleklerin dillerinden üstün olan, peygamberlikten üstün olan, bütün sırları bilmekten üstün olan, dağları yerinden oynatacak imandan üstün olan, varını yoğunu sadaka vermekten üstün olan bedenini yakılmaya teslim etmekten daha üstün olan yalnız ve yalnız sevgi girecek o cennete. Orada gerçek sevgi ile bir arada ebedince yaşayacağız. Kimseyi kıskanmayan sevgi, kimsenin malında gözü olmayan sevgi, kimseyi öldürmeyen sevgi, kimseyi aşağılamayan sevgi, kardeşini kendinden üstün tutan sevgi, kendi hakkından vazgeçen sevgi, kardeşinin hakkını arayan sevgi. Mesih’te bulunan sevgi. Ve bize dökülmüş olan sevgi.
Yaptıklarını, konuştuklarını kim unutabilir sevgilim? Hangi karanlık unutturabilir sevgilim? Olmuşları, olanları kim unutturabilir? Korku unutturabilir mi sevgilim? Yaşam mı? Zulüm mü? Dünyanın zevki sefası mı sevgilim? Yoksa ölüm mü unutturacak sevgilim? Hayır, hiçbir karanlık unutturamaz sevgilim.
Ben de sana yazdım aşk mektubunu sevgilim. Bana da ağır oldu bedeli sevgilim. Bunları yazabilmeyi Hisusa borçluyum sevgilim. Onun da hakkını ona verelim sevgilim. Herkesin hakkını herkese geri verelim sevgilim.
Sevdiklerinden ayrıldın, çocuklarından, torunlarından ayrıldın. Burada seni uğurlayanlardan ayrıldın, kucağımdan ayrıldın. Ülkenden ayrılmadın.
20 Mayıs 2008 Salı
gitmek mi zor kalmak mı??
gidenin arkasından bakmak kalanın kaderi...üzülmek ,ağlamak,yas tutmak hep kalana kesilen fiş misali..ne yazık....tutarsız davranmak,kendinden taviz vermek gibi daha sonra pişmanlık duyulacak durumlar bile söz konusu olabilir.........daha çok büyütüyor,daha çok olgunlaştırıyor bu ayrılıklar bizi aslında,derviş misali bişi olup çıkıyosun,yediğin kazıkların sonunda.....kendine ait gerçeklerin,yaşanmışlıkarın,birikimlerin oluyor bu acıların en sonunda...göz kenarlarında yara gibi gülümsemenin verdiği küçük kırışıklıklar,bomboş anılar ve sen....yalnız başına kalıveriyosun bu yolda....yağmurlar yağıyor,üşüyor,elini ısıtacak birini arıyosun belkide...en çok anılar yıpratıyor galiba insanı,hafızanı kaybetmek,beynine reset atmak istiyorsun,hiç bişi anlamlı gelmiyo bi süre...ne yediğin incir, ne içtiğin sakız rakısı tat veriyo sana....çevrende 'zamana bırak'diyen arkadaşların oluyo çoğu zaman...zamana lanet ediyosun,o zamanın bi an önce gelmesi için dualar ediyosun.......hayat başkaları için üzülmeye değecek kadar şans vermiyo bize ne yazıkk ki....bi bakıyosun zaman akmış,günler geçmiş,takvimler eskimiş ve sen büyümüşsün,hayat senden bi çok şey çalmış,sen gidene yas tutarken...zaman beklemiyo kimseyi öle acımasız ki akıp gidiyo....ama hayatı tüm gerçekliğiye yaşamak lazım....ağlaman gerekiyosa tutmak yanlış olur gözyaşlarını....ayrılık yaşayan bi arkadaşım sürükledi beni bu duygulara,ne garip bugün o,yarın ben ,öbür gün bi başkası yani içinde insan olmanın verdği duyguları barındıran herkesin başına gelecek bi durum bu.........
19 Mayıs 2008 Pazartesi
yalnızlık...
bugün fark ettim ki,ne kadar kalabalık olsada çevremiz,insan yalnız bi varlık...ellerini tutan birilerinin olması,yada kalabalık arkadaş grublarının olması ile ilgili bi durum değil bu....mantıken yalnızlık olgusu üzerine kurulmuş yaşamlarımız...sahipsizlik gibi aciz bişi değil bahsettiğim...herkes de gördüğüm ortak bi payda yalnızlık....birilerini dahi etmek isteriz nedense yaşamlarımıza,yanızlığın kronolojik olduğu gerçeğini bilinç altına atmaya çalışır gibi:S,bi de mutluluğumuzu başkalarına endeksli yaşamak isteriz ki o durum tam allahlıktır,mfönün bi şarkısı var ,senle beraber olsam da sevgilim ,ölsek de bu yolda,hep yalnızlık yavrum ,yalnızlık ömür boyu!!!!!!!!!!!işte buna şapka çıkartılır ,adamalar benden önce düşünmüşler yalnızlığın ömür boyu olduğu gerçeğini....yalnız kalmamamk adına kötü ilşkilerin sürmesi,evliliklerin devam etmesi gibi kötü durumlarla sonuçlanır bazen olaylar....en iisi yalnızlıklarımızı sevmeli,ve onunla yaşamayı öğrenmeli,hiç bişiye körü körüne bağlanmamamlıyız..........bize düşen ne yazık ki bu..
16 Mayıs 2008 Cuma
hayata dair enstanteneler bütünü
günler hızlı bi şekilde akıp gidiyor...yaşamak bazen fazlasıyla ağır geliyor ...bu yükün altında ezilip bükülüyor kendimi televizyon programlarına bağlanan,ismini vermek isitemeyen seyirci gibi hissediyorum...aslında her yenilgiden payıma düşeni almaya çalışıyor,her acının altından kalkmanın erdemine ulaşmayı planlıyorum...gidenin arkasında kalmayı,gelene kucak açmayı,yabancıyı sineye sarmayı öğretti bana hayat...biraz daha büyüdüm belki,ağlayarak geçtiğim yolları,köşe başlarını loş kafeleri düşünüyorum şimdi...hiç bitmez sandığım yaralarımın geçtiğini farkediyorum ...nasılda zamana yayılmış hepsi...bi günde geçmiyor acılar....gün oluyor bi bakıyosun tuhaf bi biçimde unutmuşsun eskiyi...ben de herkes kadar yandım heralde....biraz daha büyüdüm,biraz daha olgunlaştım,biraz daha tecrübe kazandım....geçmişi düşünürken,bugünü ıskaladığım çok fazla gün oldu...bilinçli yaşayamadım bazen...şimdi durup bakıyorum da kimin içinmiş bu acılar,kimin yasını tutmuşum.....kendi elimle yaratıp,özenle büyüttüğüm,çiçekler açan bahçelerimi,başkalarının talan etmesine nasıl izin vermişim....şimdiki aklım olsa gibi ağır laflar edip,yaşadığım duygulara saygısızlık yapmayacağım...iiki çok ağlamışım,iiki yastıklarım ıslanmış gözyaşlarımla ve iiki bu kadar sevmişim zamanında.....
7 Mayıs 2008 Çarşamba
people are starange
yabancı olmak bir milliyet, toprak ya da dinle ilgili değildir
her zaman. aynı toprağın üzerine basıp yürüdüğün insanlara da yabancısındır
bazen olmaz oluyorsa-, çoğunlukla.
ve yalnız yürüdüğünde gülümsemezsin tanımadığın suratlara,
onlar da sana gülümsemezler, sanki suçmuş gibi gülümsemek,
hepsi acele acele işlerine giderler.
nehrin içinde sürüklenen bir dal gibi durursun.
kırılmamaya çalışarak, batmamaya çalışarak,
bir yerlere takılırım,
bir yer bana ait olur, ben bir yere ait olurum diyerek.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)