gidenin arkasından bakmak kalanın kaderi...üzülmek ,ağlamak,yas tutmak hep kalana kesilen fiş misali..ne yazık....tutarsız davranmak,kendinden taviz vermek gibi daha sonra pişmanlık duyulacak durumlar bile söz konusu olabilir.........daha çok büyütüyor,daha çok olgunlaştırıyor bu ayrılıklar bizi aslında,derviş misali bişi olup çıkıyosun,yediğin kazıkların sonunda.....kendine ait gerçeklerin,yaşanmışlıkarın,birikimlerin oluyor bu acıların en sonunda...göz kenarlarında yara gibi gülümsemenin verdiği küçük kırışıklıklar,bomboş anılar ve sen....yalnız başına kalıveriyosun bu yolda....yağmurlar yağıyor,üşüyor,elini ısıtacak birini arıyosun belkide...en çok anılar yıpratıyor galiba insanı,hafızanı kaybetmek,beynine reset atmak istiyorsun,hiç bişi anlamlı gelmiyo bi süre...ne yediğin incir, ne içtiğin sakız rakısı tat veriyo sana....çevrende 'zamana bırak'diyen arkadaşların oluyo çoğu zaman...zamana lanet ediyosun,o zamanın bi an önce gelmesi için dualar ediyosun.......hayat başkaları için üzülmeye değecek kadar şans vermiyo bize ne yazıkk ki....bi bakıyosun zaman akmış,günler geçmiş,takvimler eskimiş ve sen büyümüşsün,hayat senden bi çok şey çalmış,sen gidene yas tutarken...zaman beklemiyo kimseyi öle acımasız ki akıp gidiyo....ama hayatı tüm gerçekliğiye yaşamak lazım....ağlaman gerekiyosa tutmak yanlış olur gözyaşlarını....ayrılık yaşayan bi arkadaşım sürükledi beni bu duygulara,ne garip bugün o,yarın ben ,öbür gün bi başkası yani içinde insan olmanın verdği duyguları barındıran herkesin başına gelecek bi durum bu.........
20 Mayıs 2008 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder