21 Nisan 2008 Pazartesi

acıtmıyor sevdan






insanoğlunun doyumsuz olduğuna inanıyorum.Ne de olsa çiğ süt emmişiz.Hep daha iisi ,hep bi adım ötesi....Önemli olan sevilmek değil galiba..ben bunu anladım...Eğer öle olsaydı seni seveni sende severdin....Sevmek lazım ya,hıçkıra hıçkıra ağlasanda, sonunda yüreğinin bam telleri sızlasa da ,geriye bomboş hatıralar kalsa da nefes alır gibi sevmek lazım..Ölümüne sevmek.

fırtınada limana sığınmış gemi gibi çaresiz,süt dökmüş kedi gibi sessiz kalsanda,ellerin her seferinde bomboş kalsada,sevmek lazım öülümüne sevmek...Kendini sevmediğin kadar sevmek belkide..geceleyin kan ter içinde uyanıp onu aramalısın,aklına ilk gelen şey hep o olmalı..işte ,evde,sokakta,metroda,otobüste..beynin bi tarafı onun varlığıyla uyuşmalı...sevmek lazım ölümüne sevmek..

Ellerini her tutuğunda içinde depremler olmalı,kalbin çarpmalı onla buluşmaya giderken,ve direnmelisin onun için hayata,bir şehri sırf onun için sevmelisin...sevmek lazım ölümüne sevmek........o bi bıçak olmalı,sende içini deşmelisin bile bile....sevmek mi sevilmek mi istersin deseler sevmek derim galiba...hayat ban adaha anlamlı geliyo birini sevince.....

no comment





hayatta ne çok şey var değilmi zor olan......aşk da, aşksızlıkta .severek ayrılmakta..sevip kavuşamamakta..sevmesen bile terkedilmekte..bunları hepsi acıı.buna rağman sevilmek bu acıları karşılamıyor..insanı çok mutlu etmiyo..ünlü şarkıcı kıvrak dansçı mustafa sandal ne demiş :'gönlünü gün edeni sevmez sevda ister hep onu üzeni.....aşk acısı...en büyük acı, önce içiniz boşalır, bomboş kalırsınız, hiçbirşey yapmak, görmek, duymak istemezsiniz. saatlerce boş boş yatıp sabit bi yere bakarsınız. etrafınızdakilerin dedikleri sizin için hiçbir anlam ifade etmez. içte bir umut olur gene de, ne umduğunuzu bilmezsiniz ama umarsınız. sonra umut kaybolur, ve bu sefer yara kabuk bağlamaya başlar. en kötü süreçtir. çok hassassınızdır ve en küçük bi dikkatsizlikte hemen kabuk soyulur, herşeye yeniden başlamak zorunda kalırsınız. beterdir. ama aşka düşen, aşık olan kişinin mutlaka göze alması gereken bir acıdır. er geç kapınızı çalar..en iisi aşık olmamak sanırım,yazasım da yok zaten gazla olmuyomuş,lafla peynir gemisi yürümüyo....Ç(alıntı):)))

19 Nisan 2008 Cumartesi

hasan yeşilbudak _umutsuz aşıınım ben


kaç gündür aklımı kurcalayan bi ayrıntı.... hasan yeşilbudak olgusu...bizim sedanın tabiriyle murat bozgiller familyasına ait,dünyanın 8.harikası olmaya aday müthiş bişi....bi insanın hasanı varsa hiç mutsuz olmaz gibi geliyo bana nedense....mangaldaki köfteler içim kadar cız etmez be ya...:)onu görünce elim ayağım dilim dolaşıyo.....of bee.....bana, insanın kafasındaki güzellik tanımını tekrar tekrar düşündüren,elimizdekiyle yetinmenin acizliğini anımsatan,olcaksa en iisinden olsun gibilerinden laflar ettiren biri oldu hasan.....o hiç gidemeyeceğim bi şehir,hiç gerçekleşmeyecek hayallerim,yazılmamış şiirlerim,içimdeki tuna kiremitçiyi uyandıran ,bana şiir yazma hevesi veren kişi oluverdi....olursa hasan olsun 1 trilyon borcum olsun diom ....:)hasan k,m peki??halkbank voleybol takımında oynuyor,1984 adana doğumlu.10 yıl aarçelikte oynadıktan sonra voleybolda türkiye'nin en ii klüplerinden biri olan halkbanka transfer oldu...takımın liberosu..en yakın arkadaşı aynı takımda top koşturan volkan güç...(top koşturan biraz saçma oldu o futbol içindi sanırsam)

14 Nisan 2008 Pazartesi

akköprü 'den akm 'ye,çok çok eskilereeeeeeeeeeeeee:(


bugün akköpüden metroya bindim,akm de iniyim dedim,indim...tam metrodan dışarı çıkmıştım ki...akşam 19 sularıydı...çok güzel bi meltem vardı..allahım o meltem beni nerelere götürdü ya.....erenli günlere döndüm yine...o mavi gömleği geldi aklıma...böle havalarda mavi gömleğini giyerdi nasıl içim acıdı dallarım kırıldı brden,üzerime nedensiz bi ağırlık çöktü,trafik çok sıkışıktı ve araba kornaları vardı fonda oysa cahit berkay olmalıydı sanki:)aski binasıın önünde boluya gittim gittim geldim,ereni çok özlediğimi farkettim,bi baktım gözlerimden yaşlar akıyo....ne zaman yalnız kalsam hep eren geliyo düşünceme..kalabalıkta unutuyorum onu....kendimle yüzleştiğim her an yanıma hayali beliriyo....nedense bugünlerde daha fazla aklıma geliyo....her zamankinden daha yoğun ve daha derin....ikimize bu resim çokmuş galiba...ne acı ve ne yazık....kaybeden ikimiziz aslında...sadece ben değil...sende kaybettin eren emin ol sende kaybettin....aman ya ağlayacam yine............saçmalıyorum yine


gün geçer azalır sevgi

değişir herşeyin rengi

bugün değil yarın belki

unutursun mihribanım............

12 Nisan 2008 Cumartesi

süt mısır tarih mi oluyor?


son 6 aydır kafamı kurcalayan ilginç bi gelişme var...artık tüm köşe başlarında,mağza kenarlarında,parklarda,bahçlerde,alışveriş merkezlerinde küçük standlar halinde öbek öbek,dalga dalga yayılan mısırcılar mevcut...önce gelip geçicidir dedim,sora allah allah dedim.,şimdi hayırlısı diyorum....nasıl yayıldılar nasıl geliştiler ve nasıl tutuldular ki böle büyüdüler anlamıyorum?abi bu adamların kar marjı ne ya?bi de 3-5 çeşit baharat koymuşlar bi halta benzemiyo:( ayar oldum bak şimdi..yok nar ekşili,yok becel yağlı.....biz küçükken yaz aylarında mahallemize gözlüklü bi mısırcı gelirdi...biz ona mısırcı amca derdik...mısır sezonundan önce yeşil nohut satar,nohutlar yalan olunca mısıra dönerdi...kışın ne yer,ne içer orası şaibeliydi,senenin 6 ayı çalışıp,6 ay yattığına inanrdım ben...karınca misalii:)her akşam 6 7 sularına küçük arabasıyla gelir sokakığıma renk katar ,bizi sevindirirdi..o gelmeden paramızı hazır ederdik hatta,sütt mısırrrrrrrrrrrrrrr die bağırışı hala yankılanıyo beynimde:))bol tuz serptirir,mısırın kabuğundan yaptığı altlığı sıkıca tutar mısırımızı hebele hübele yemeye çalışırdık...bazı kibarlar vardı,onlar her taneyi eliyle koparırdı..onlara allahtan akıl fikir diliyorum burdan.....yemesi işkenceydi belki ama bi tarzı vardı ,bi adabı vardı...şimdi o ne ya öle bardağa dolduruyolar sabah çayı gibi...sevmedim bu mısır olayını...eski mısırcıları istiyorum:(yeniliklere karşıyım belki ne bilim olabilir:S

10 Nisan 2008 Perşembe

dişin intikamı ağrıymış:(((


ulen dişim ağrıyo:(bu sabah 6 sularında başladı ve aralıksız bu saate kadar (ki saat gecenin 1i olmasına rağmen )dinmedi.. ne lanet olası bişiymiş tanrım...ölsem daha ii dedirtiyo ...doğum sancısından sonraki en şiddtli ağrıymış literatürde...küfür üstüne küfür ama nafile....dişi ağrıyan kişi,dişi ağrımayan kişiyi dünyanın en mutlu insanı sanarmış rivayete göre....hakikaten öle ...şu ağrı bi geçsin....neler yapacağım....doğru düzgün yemek yiyemedim,gülemedim,nefes almama bile engel oldu kodumun ağrısı...ulen çok sinirliyim window mindow dalacam ya.....zaten ağrıdan ölmezsem içtiğim ilaçların yan etkisinden ölcem....10 ilaç içmişimdir kuvettle muhtemel....sabah olsun bi allahım ilk işim doktora gitmek yeminle tek geçsin ya başka bişi istemiyorum...:(((

8 Nisan 2008 Salı

acı gerçek...


bugün farkettim ki sana olan sevgim bitmeyecek,sadece azalacak....sadece daha az özleyeceğim seni,daha az anacağım,daha az düşüneceğim...ama hep aklımın bi yerlerinde olacaksın....seni koşulsuz,korkusuz ve belkide gözümü karartarak sevmiştim.....şimdi öle zor geliyo ki başka kalplere sana verdiğim değeri vermek,seni sevdiğim gibi sevmek ...sahiplenmek ve tüm gemileri yakıp tüm varlığımla odaklanmak....hayatta yalnızca bi kez deli gibi sevilirmiş ...ben seni işte öle sevdim...bu demek değil ki başkalarını sevmeyeceğim..başkalarıyla bişiler yaşamayacağım....tabiki olacak yeni şehirler..yeni aşklar ...yeni kalpler tanıyacağım...çoğunuda seveceğim belki...ama en çok seni....hep içimin bi yerlerinde olacaksın...hep benimle ...belki beni de kimse senin kadar sevmeyecek ve kimse senin kadar acıtamayacak ...yaralayamayacak belki bu yüzden....ne kadar az seversem o kadar az yıpranırım ,o kadar az üzülürüm belki....ölürken son nefesimde adını söleyeceğim en büyük hayalim bu .....şimdi gözlerim yaşlı.....yarına bişiyim kalmaz korkma ...alıştım yokluğuna...epey oldu sen gideli...çok şeyler değişti....çok kişiler girdi hayatıma ..çok kişiler çıktı...köprünün altında çok sular geçti yani...ben sana bakarken gözbebeklerin ta en içine bakardım....okula gidişini izlerdim sen köşeyi dönene kadar....nese ağlamayacağım bu gece...bi gecemi daha mahvetmene izin vermeyeceğim....

7 Nisan 2008 Pazartesi

samsun asfaltında otomobiller........


bugün bi değişiklik yapıp her zaman metroyla geldiğim yoldan yürüyerek gelmeyi denedim...çok yorucu ve sıkıcı olacağını düşünürken,kendimle yalnız kalmak,kendi iç sesimi dinlemek adına çok ii oldu...ince ince yağmur yağıyordu ve hava çok ılıktı....samsun afaltı boyunca ,iskitler sanayi ve bakım onarım tesisleri arasından, süzüldüm etlik kavşağına doğru....yol boyunca geçmişimi düşündüm...geleceğimi...şimdiyi....özlem duyduğum şeyleri....kırılganlıklarımı....bi de bol bol şarkı söledim...en çok da kalender meşrebi geveledim durdum ağzımda..bi de şarkının bütününü bilmiyorum baya midemi bulandırdım ''birazda şahin olsun''diye diye...:))) bence herkesin yapması gereken bi yolculuk bu...hayatımızda hep başkalarına vakit ayırıyoruz..başkalarını dinliyoruz...kendimizi hiç düşünmüyoruz..insanın kendine zaman ayırması gerekiyomuş...bunu hep yapacam...ayrıca ikdisadi bazda düşünürsek 1.50 cepte :))))bi kitabın adıydı galiba eskiden okuduğumm...yüreğinin götürdüğü yere git diyeee...benim yüreğim beni iskitler de cevat usta kaporta-cila-boy- marş değişim-eksoz-çelik jant anonime götürdü:))))bakalım sizinki nere götürecek.....

5 Nisan 2008 Cumartesi

üzdümü salla gitsin,o seni çok üzülüyor zannetsin:)

hayat insan ne getirir ne götürür bilinmez elbet...bugün yanındaki bir kişi yarın karşında olabilir....bu nedenle kimse tutamayacağı sözler vermemeli....seni sonsuza kadar seveceğim palavrasına bi zamanlar inan aptal kızlardanım kabul ediyorum.....böle bişey imkansızmış,öğrendim .....ama çok acı oldu.....çok şeyler aldı benden.....çok şeyler götürdü...çok derin yaralar açtı....şimdi daha temkinliyim...daha katı..daha duygusuz ...hayatımı ikinci bir kişinin aetkilemesini istemiyorum artık...canım sıkkınsa eğer,kendimden dolayı sıkkın olmalı...örneğin başım ağryosa...birine kızdığım için kendimi harap etmemeliyim..kendimizi çok sevmeliyiz...kendimize acı çektirmemeliyiz....hayatı tren yolculuğuna benzetiyorum....durakları olan,inişleri çıkışları,engebeleri olan bi yolculuk....her durakta birileri geliyo yaşamına...bi sonraki durakta yada 3 durak sora gitmek üzere...yolculuğun sonuna kadar çoğu kişi gidiyo, vagonlar boşalıyo....bi bakıyosun ki son duraktasın ve kendinden başka hiç bi gerçek kalmamış.....sırf bunun için sevmeliyiz kendimizi belkide....o yolculuğu yapan biziz..kendimiz...onun için kimseyi takmadan yaşamalıyız....MANSUR ARKINDA DEDİĞİ GİBİ...ÜZDÜMÜ GAZLA GİTSİN:))))

3 Nisan 2008 Perşembe

birilerinin murat bozu olmak


murat bozu çok beğeniyorum,lanet olsun tüm güzellikleri mıknatıs gibi üzerine çekmiş bu delüanlı:)boy ,pos, endam, ses, hepsi onda var...sanatçı kişiliğinin yanında özel yaşamıyla fazla gündeme gelmemesi ,polemiklere kulak tıkaması takdire şayan nitelikte...belki benim ve pek çok arkadaşımın yıllardır beyaz atlı prens dediğimiz soyut kişi,murat bozun gündeme gelmesiyle somutlaştı:)meğer biz yıllardır onu anlatır durumuşuz birimize( bi de kaan vardı liseden)seda geçen şöle bi kelam etti;'En çirkin kız bile murat boz gibi birini arar '.ne kadar haklıydı oysa..tüylerimi ürpertti bu gerçek...:)ama onun gibi birini bulmak çoğu kız için (100 kişide 99)imkansız.:(ancak 1 kişi murat bozuna kavuşuyo istatistiklere göre ne yazzık....ben murat bozun klonlanmasını...soyunun tükenmemesini...cerrahi operasyonlarla, toplumdaki sakalllı, kara- kura erkek sayısını azaltılmasını umut ediyorum...

2 Nisan 2008 Çarşamba

yarın önemli bi gün


yarın sedayla buluşcaz,önemi sedayla buluşuyo olmamdan kaynaklanımıyo :) sedadan sora önemli biriyle daha buluşcam....bi de fener maçı var...ben herşeyin ii olmasını umut ediyorum ...benim adıma..sevdiklerim adına...sevmediklerim adına....colayı kafaya dikip içmek bana çok güzel geliyo bu aralar...iiki cola var bide....eski ayakkabılar bende hep hüzün uyandırırı nedense...yaşlı insanlar da öle....ulus otobüslerini hiç sevmiyorum bu arada...hep hacı bayram camiine giden dedeler doluyo....beni ayar ediyolar...hepside birbirini tanıyo....o kadar yaşlının aynı otobüse doluşması allahın sopası yokki gökten indirsin dedirtiyo bana.....ankaray metroya göre daha romantik bi mekan bence...ışıkların loşluğundan kaynaklı bi durum olsa gerek....uzun yol otobüs kaptanlarına bedava havai tatili verilse bence:)tüp geçitlerde şarkı söleyen gençler çoğalsın istiyom...sürekli açılan park bahççe cami gibi...onlardan da her köşe başında olsun...sokağı neşelendirsin...içimizi aydınlatsın...kürt çalsın,çingen oynasın,,,hoppaaa:)bi de deri montlar türk hava kurumuna diye bi kampanya başlatıyorum...artık giyilmesin istiyorum...hülya avşarın eski filmlerindeki jönler giyodu en son...80li yıllar gibi deri montlarıda tarihin karanlık sayfalarına gömsek.....

1 Nisan 2008 Salı

yaredir sinede eski sevgili,eski sevgili eski günler:(




eski günleri özlediğimin anlardan biri daha...kriz gibi...sık olmasada ara sıra yokluyo...derler ya film şeridi gibi diye...işte aynen öle...içimde yaralar,yüreğimde acı,ruhumda enkaz bırakıp tekrar gidiyo....tekrar gelişine kadar kendimi anca toparlıyorum..tam toparlanıyorum derken bi tane dha geliyo:(hayatımın eskinin özlemiyle geçiyo ne acı

kim demiş kısmetsizim diye:)


uzun zamandır yalnızım,hayatımı tek başıma idame ettiriyorum,yalnız alışverişe çıkıyor,yalnız geziyorum(abarttım sanırım:))telefonumu evde unutuyorum ,bakmıyorum,elimden düşürmediğim zamanlara hayret ediyorum..hesap verdiğim kimse yok kısaca...yalnızlığımın pek çok nedeni var..kendime uygun birini bulamayışım,iç ve dış güzelliğin bi bütün olduğuna inanışım ki bu çok nadir insanda bütün halde var.....falan filan diye uzar gider reçetem..ama iki gün önce bi söz duydum birinden,benden hoşlanan ve beni hayatına dahil etmek isteyen birinden...hayatımın burcusunu bulana kadar yalnızım dedi...bence çok güzel kurulmuş bi cümleydi... yüreğimin ta en derinine saplandı kaldı,,,,birilerinin hayatında bi anlamım varmış dedim ve sevindim doğrusu...sahip oldumuz tek gerçek kendimiz galiba,hayatımıda biri olsada hep yalnız kalacağııma inanıyorum nedense...epey derinleşti yazım