23 Haziran 2008 Pazartesi

kraldan çok kralcı olmak


insan ne tuhaf bi varlık..egoları nasıl da çepe çevre sarmış etrafını...statü sahipi olmanın,toplumda sözü geçen bi insan olmanın avantajını hayatlarında nasıl da ezici bi üstünlükle hissettiriyolarlar...fakir arabacının atı ezen zengin tır şöförü misali 'zarar neyse öderiz'gibi herşeyi parayla çözebilmeyi düşünmek ne kadar acizce...nasıl ucuz ...toplumsal gelişimini tam tamamlayamamış ülkelerde,sonradan görme diye tabir edilen,eskilerin şark kurnazı diye tabir ettiği bu kişilerden hayli var çevremizde...

21 Haziran 2008 Cumartesi

MASAL


çok eski zamanlarda bi adam varmış..... ama bu adam çok eski zamanların adamı olma durumunda çok şikayetçiymiş.bunu en yakın arkadaşı hint kökenli,budist aynı zamanda göktanrı inacına sahip arkadaşı olan hacı şakire sölemiş.hacı şakir bizim kaman ana var ona gidelim demiş.kaman anaya gitmişler,derdinin çaresi istanbulda un kapanında sosyal pasajında yeri olan mustafa topaloğlnda demiş...üç gün içinde onla kontağa geçersen seni bu boşvermişlikten kurtarabilir ama unutma 3 gün gün gün die çınlatmış sesini...nese bizim bu arkadaş orta asyadan çıkmış yola..göçebe yaşam tarzını benimsediğinden çok zor olmmaış yolculuğu...geze toza kımızlardan içe içe epey yol katetmiş...yolda bi adamla tanış olmuş.. adam harward üniversitesinde fizik profösörüymüş...bizmkinin hikayesinden çok etkilenmilş..ona çölün ortasında fahri doktora unvanı vermiş...onunda gazıyla bizim arkadaş daha bi hızlanmış.. derken afganistana gelmiş..burda taliban birlikleri tarafındabn kısa bi sorguya çekildikten sonra çok saf kategorisinde olduğu düşünülülerk,zaten yolda kurda kuşa yem olur salak gitsin diyerek serbes bırakılmış..derken irana ulaşmış...orda bizim yıllardır şarkılarda dinlediğimiz acem kızlarını görmüş...neşet ertaş misali olmuş...çok etkilenmiş..bi ara pılıyı pırtıyı toplayıp buara yerleşmeyi düşündüysede sağ duyusu duygularını yenmiş ve tabana kuvvet demiş...yolda türkiyeye giden bi tır şöförüne rastlamış ,adam abi gel bende o yan idiyom diyince atlamış tıra......ordan burdan konuşarak dar geçitleri,aşılmaz viyadükleri,şeytan sofralarını,tüfleri ,peribacalarını aşarak ,hayallarin şehri olan istanbula gelmişer..boğazın paralı olduğunu öğrenince epey şaşırmış bizim arkadaş...tır şöförü aerkadaşı dudulluda indirmiş....dudullada giderken yolda örövizyon şarkı yarışması için genç yetenekler aranıyor ilanını görmüş..müracaat yazan adrs çok yakınmış ulan bi gidiyim demiş..gitmişki kuyruk burdan köye yol olr niteliğinde....nese üzerine damgalı bi yazı yapıştırmışlar önündede 95466 yazıyomuş...sıra buna geldiğinde güftesi ve bestesi esat gabaklıya ait olan 'ne var ne yok kirve dedim..heç dedi' parçasını sölemiş..tabiki beğenilmemeiş.çok demode bulunmuş ilk 1000 e bile girememiş...ordan rami un kapanı yazan taksi dolmşlara atlamış un kapanına gelmiş....mustafa topaloğlunun aksilik ya işi varmış tükkanda yokmuş..nerde diyince bugün okanbayülgenin poroğramına katılcak mustafa abim oraya gitti demişler...yeni leventtte bulunan kanal de binasına varmış bizmki...o sırada südütyoları gexerken yönünü şaşırmış yanlışlıkla esra ceyhanın poroğramına girivermiş...konuda yaz diyetleri ve uygulama şeklleriymiş.konuklar arasında diyetisyen taylan kümeli varmış...adamcağız baya dinlemiş... bu insanlar ne konuşuyo die ama hakikaten anlamamaış...reklam arasında şişkoca bi abladan okanın poroğramının yan sütüdyoda olduğn öğrenmiş..oraya geçmiş..başlamış beklemeye ...gece yarısı olunca mustafa topaloğlyla yüzyüze gelmiş...3günün dolmasına sadece 5 dakika varmış..abi demiş ben eski zmnaların adamı olmaktan şikayetçiyim demiş...mustafa topaloğlu yaa şimdi demiş 2 dakika düşünmüş senin bi hatun aihtiyacın var genç demiş..hatun senin tüm damarlarındaki kanını yenileyecek sana yaşama ümidi vereck demiş....bizim bi arkadaş var seray sever hem sever hem sayar demiş, ..ve içeri girmiş..bizim adam anlamış ki kelin merhemi olsa başına sürer...bu adam ondan daha beter halde...geri yuvaya dönüş planını uygulamaya karar verirken seray sever yanına gelmiş ...bunlar birbirlerinden çok elentrik almışar...bizim arkadaş serayın evine taşınmış...ayak fetişisti olmuş....burda masal bitmiş...

16 Haziran 2008 Pazartesi

meso


gitme gitme gitme yolumdan çıkıp gitme

Sabırlı ol gitme aşkımız erken yeşersin

Dünya büyük yalnızlık kötü gitme

Gitme yarim ben erken ölürüm yalnız kalırsın gitme

Gitme………


Gitme gitme kalbimi bırakıp gitme

Gitme kuşum dışarıda kar fırtına gitme

Sana bana kimse star olmaz gitme

Gitme yarim üşürsün ben yoksullaşırım gitme

Gitme…….


Gitme gitme etrafımız darlık gitme

Senin kanadın olam meteristere gitme

Vururlar götürürler seni dağlara gitme

Kanadını tüyünü kırarlar yüreğim ağlar gitme

Gitme…….

yırtık converse başkadır:))


dün arkadaşıma kapri pantul almak için konur sokaktaki barkoda uğradık...üstü başı dökülmüş,hint fakiri kılıklı bi çocuk ilgilendi bizle..kilosu kuyumcuda hassas kantarda tartılacak kadar hafif olan bu zatı muhterem,acaip piercingleri,ilginç küpesi,garip pantolunu ve hayatım boyunca görmedim ,göreceğimide zannetmediğim bi conversle karşımızda ölece duruyodu...ona bakmaktan kaprilere uzun süre odaklanamadık...nese arkadaş kendine bi tane seçti ve giydi beğendi falan..bu arada garip çocuk orada müdür olduğunu söledi...epi topu tek başına çalışan birinin müdür olması o çalışanın da yine kendisi olması bana hayli saçma geldi ama ses etmedim tabi..az da olsa bi adabı muaşeret bilgim vardı....benim asıl takıldığım nokta adamın converseleriydi..sadece iki yerinden tabanına bağlı duruyodu ayakkabı..bi de bağcıklarla üsten alta doru iice bağlamıştı..yolda yürürken kopup düşmesin die sanırım....içindeki çorap ölece görünüyodu....sanki ayakkabı değilde çoraptı asıl aksesuar...ayakkabı sonradan eklenmiş gibiydi...adam çorapla geziyo gibiydi yane...hacı bu durum ne dedik...çok dertli çıktı meğer konvers bu ayakkabıdan üretmiyomuş..yurt dışında bolca olmasına rağmen,türkiyeye gelmiyomuş..bu yavruda içindeki isyanın dışa vurumu niteliğinde ayakkabıyı sonuna kadar giymeyi planlamış...valla konvers yetkilileri ayakkkabının bu durumunu görse çocuğun ayakkabıya ödediği parayı iade edip ,elinden alırlar,25 yıl konvers giyememe cezasına çarptırır,markaya saygısızlık ve markayı ayaklar altına almaktan,pazarda satılan kolpalarından bile mahrum ederlerdi...çock bi de önümüz yaz terllik niyetine giyorum diyince ben iptal oldum...allah bilir kışın içine babannnesinin ördüğü patiklerden giyip çizme niyetine ,plajda parmak arası terlik,camide takunya ollrak da kullanırak'lan madem aldık,bi bez parçasına o kadar para verdik,tam fonksyonlu kullanıp mına koyalım'gibi argo bi söylemi kendine misyon edinmiş olabilir....annem orda olsa çocuğa kesin çok acır,bizim memetin ayakkabılarından birini çocuğa verir,bizede her ayakkabı alıdımızda o çocuğu örnek gösterek ders alamamızı ister azla yetinmeyen çoğu bulamaz die atasözünü yapıştırır,çocuğu tüm dostlara ibreti alem yapardı....allah hepimiz ıslah etsin dostlar ne diyim:S

14 Haziran 2008 Cumartesi

susarak özlenen kadın...

çok kıskandığım bi kadından bahsetmek istiyorum...son bir aydır sürekli dinlediğim bi şarkı var...'susarak özlüyorum'...o sözler hangi kadına yazılmış bilmiyorum ama ... bi erkekte bu duyguları uyandıran kadını hakikaten kıskanıyorum...günlük ilşkilerini gözümüzün içine soka soka yaşayan kızları düşünüyorum...otobüs durağında,kafelerde yalap şap,saçma sapan şeler yaşayan bunu aşk zanneden kızları kadınları...o kadını merak ediyorum,görmek istiyorum...

10 Haziran 2008 Salı

iki dangoz bi iddaaya yakışır:))))))))


lisedeyken sivilce yüzlü bi tarih hocamız vardı,her dersin başında 4.element olan tahtaya,'her şey zıttını içinde barındırır' yazdırırdı.Bunun adı diyalektikti..yani ne oldum deme ,bi bakıma ne olcam de...iyimser bi tutum takınmak gerektiğinden bahseder,gönüllerimize huzur,içimize sevgi,sınıfımıza bi tutam felsefe katardı...hayatta hepimizin zor duruma düştüğü pes ettiği,yenilgiyi kabullendiği anlar vardır,önemli olan biraz sebat etmek,o zorlğun içindeki hayatın bize vermek istediği sosyal mesajı çözüp,umutsuzlğa düşmemek sanırım...bi bakıma yol biter dert bitmez...:))işte burda hepimizn yakından tanıdığı ,masal kahramanı pollyanna giriyo devreye...onun bakış açısından bakmak hayata,bence zorlukları kolaylaştırır,pozitif bi enerji vererek bizde olumlu bi his yaratır...kısaca bişi anlatmak istiyorum:pollyannayı ormana götürüp tecavüz etmişler,olsun canım orman havası aldık,cana gelecene mala gelsin demiş:)pess(iddaa sonucu yazılmıştır,ciddiye alınmaması,kapalı alanlarda ve çalılık, mesire gibi yerlerede uygulanmaması önemle rica olunur,olayda adı geçen kişi tamamen hayal ürünüdür)

8 Haziran 2008 Pazar

gece yarısı saçmalamaları:(


ulan eskiye rabet olsa bit pazarına nur yağardı sözü ne kadarda doğru,uğruna koca 3 yılımı hacrcadığım adam bugün nası da yabancı oluvermiş bana...her insanın keşkeleri vardır ya,benim saliha keşkem oldu sırf bu yüzden...:)şimdi anlıyorum zamanın ne kadar önemli bi kavram olduğunu,ünlü popcu,besteci,eurovisionda türkiyeyi temsil etme kabiliyetine erişmiş kenan doğlununda dediği gibi,tutamıyorum zamanı:)bi de telefonum abiri dadandı bugünlerde sabah akşam arıyo beni...abidik gubidik 2 3 olay dışında hayatım hala bombok:(eskiden ekmeği bakkaldan alıp gelirken ucundan koparırdık ya şimdi herşeyin ucundan azcık kopartığımızdan hiçbişeyin tadının tam olmadığına inanıyorum...hızlı yaşıyoruz,üretmeden yaşıyoruz..tüketerek yaşıyoruz...enerjim bitti az kendimi şarj etmeliyim sanırım...şehrin ışıkları söndü bende uyusam fena olmaz...

5 Haziran 2008 Perşembe

serzeniş

....gittin ama ...geldiğin gibi ani...bi o kadar telaşlı ve neticesinde ağlamalara sahne yaparak hayatımı....isyanlara..yenilgelere...tarifsiz hüzünlere.....bırakıp gittin beni...kalbimi kırdın....içimi acıttın ...ezdin belkide... sana açılan ve açılmaya hazır binlerce dalımı kırıp gittin....gececekti bunlar biliyordum....kimse kimsenin yasını tutmuyodu bu yüzyılda ve harcıyodu zaman pek çok değeri.....sende unutulacaktın..başladığın gibi bitecektin...ama yüzümden silinmeni istimiyodum... ne tuhaf....yıkıp gittiğin benim değil..bizim düşlerimizdi neden görmüyodun ki bunu....sana uzattığım eli neden itiyodun anlamıyordum...sen olsan o malum boşluk dolacaktı...günler daha güzel geçecekti...belki beni üzecektin...kıskanacaktım belki seni...ama hayatımda olcaktın...oysa yoksun ...ve hiç olmadın ...ne yazık....çok zor bunları yazmak...itiraf edebilmek kendine...yenilgiyi kabullenmek..istenmemeyi hazmetmek ...gerçekten çok zor....sen çok zorsun..ulaşamıyorum sana..yıkamıyorum tabularını...önyargılarını silemiyorum...unutturamıyorum geçmişi...yeni umutlar kurduramıyorum sana...ne yazık...büyüttüğüm herşey içimde kalıyo.belimi büküyo ve sen öle kalıyosun uzakta...ne kadar uzaksın...ah bi bilsen ne kadar da uzaksın....sahip olamadığım bişeysin şimdilerde...öle açılmamış bi paket gibisin...merak uyandıran ama açılmaması kattiyen tembihlenmiş...yoksun ve olmayacaksın...seni ve senli günleri anımsattı bi koku...onca zaman geçti ama hala eskimeyen bi düşüncesin bende...

1 Haziran 2008 Pazar

aç kardelen aççç


bizim liseden yakın bi arkadaşımız var.bu zayı muhteremin adı ayşe...baya hırslı bi o kadar tuttuğunu koparan bi zihniyette olan bu bayan, tahminlerin aksine üniversiteyi ben mezun olunca kazandı,kazandı ama dillere destan bi üniversite.odtü...biz baya kıskandık.sevindik..kutladık falan....zaten marjinal bi tipti,odtüde iice sıyırır dedik,nese....hazırlıkta takılınca bizim ayşe tekara etmek zorunda kaldı...nese demekki daha hazır değilmiş gibi iimser bi tutum sergilediysem de,biraz önce düşündüm de ayşenin önünde bekleyen hala kocaman bi 4 yılı var....dile kolay 8 yarı yıl demek....bilem kaç vize kaç final oooo baya zor bizim ayşenin işi....ayşe mezun olana kadar bakalım neler değişir:

1.hükümet yenilenir,seçimler yapılır..

2.türkiye nufüsü 90 milyon olur

3.dilan orta okula başlar,memet askerden döner.

4.sibelcan 13.albümünü çıkarır

5.tarkan eurovisona katılır,5.olur

6.adnan şenses sahnelere yine veda eder,dayanamaz tekrar çıkar.beraber yürüdük bi bu yollrdayı söler

7.ayşegül 6 kilo daha alır

8.ben organik tarıma atılırım

9.seda çoluğa çombalağa karışır

10.ankara ya 5 yeni metro hattı inşa edilir (biri pursaklar çankaya olmak üzere)

listeyi uzatmak mümkün,ayşe bizim tarihi gerçeğimiz onla yaşıyacaz .görecez bakalım